Türk müşteri profili Avrupa’ya yakın!

, , Türk müşteri profili Avrupa’ya yakın! için yorumlar kapalı

 
 
Yaptığımız işten gurur duyuyoruz.
“Türkiye pazarına yönelik olarak  çok çevik adımlar atmamız gerekiyor. Yani gerçek zamanlı olarak her şeye müdahale ediyoruz. Biz bu yüzden planlarımız arasında başlıklar halinde belirtirken, organizasyonel çevikliği bu nedenle en baş sıraya koyuyoruz. Bizim burada aslında yönetim olarak şanslı olduğumuzu söylemem gerekiyor çünkü elimizde veri var ve gerçek zamanlı olarak bu verileri alabiliyoruz. Ama veri toplama bu işin en basit kısmı. Çünkü bu veriyi analiz etmemiz ve ona yönelik hareket etmemiz gerekiyor. Ve aslında buradaki piyasaya baktığımız zaman da çok dalgalanmaların oluğu piyasada tabii ki, burada organizasyonel çeviklik devreye girmiş oluyor.
Türkiye Neden Avrupa’ya bağlandı?
Şimdi burada iki faktör var. Birincisi; yüzde yüz  lokasyonun çok önemli olduğunu söyleyebilirim. Çünkü mesela bir karar alınırken merkez için de bu geçerli, işte Dubai’ye gidip de oradan tekrar Avrupa’ya dönüp karar vermemiz gerekmiyor. Karar alma mekanizmalarımız hızlanmış oluyor.  Bu nedenle böyle bir karar alındı. İkinci faktör de aslında müşteri profili. Türkiye’deki müşteri profili tam olarak tam olarak Avrupalı demek de doğru olmaz belki ama alışkanlıkları daha Avrupalı . Ortadoğu müşterileri ile karşılaştırdığımız zaman. Ve teknolojiye adapte olma alışkanlıkları da yine Avrupa’ya daha yakın olduğu için böyle bir karar alındı.
Eskiden başka ülkelerden de sorumluydu Nissan Türkiye. Satışları düştü diye mi sorumlulukları azaltıldı? Avrupa’ya bağlanması pazar payını yeniden artırır mı?
Bence doğru adımlar atılıyor. Bence şu ana bakmamız gerekiyor. Biz şu anda ne yapmaya çalışıyoruz? Biz Türkiye’de büyümeye ve bu süreci hızlandırmaya çalışıyoruz. Ona odaklanıyoruz. Hacimler de buradaki potansiyel de farklı. Potansiyel yüksek. O yüzden şu anda doğru zaman olduğunu düşünüyoruz.
Nissan’ın SUV pazarındaki başarısı yeniden geri gelir mi?
Ben şu anda tek bir şeye odaklıyım, markanın iyi günlerini geri getirmeye odaklıyım. Ona yönelik çalışıyorum. Ve büyük bir ekiple bunu yapmaya yönelik çalışıyorum. Buna yönelik bir taahhüdüm var benim var çünkü. Hacimlerle ilgili şu anda bir şey söyleyemiyorum. Tabii ki rakamlar vs. bunlarla ilgili ama pazarda bir hareketlilik söz konusu. Dalgalanma var. O yüzden net rakamlar vermemiz mümkün olmuyor. Ama bununla ilgili ayrı bir oturum yaparak onları da yakın zamanda paylaşacağız. Şu anda tahmin yapacak durumda değil piyasa. Ama şunu söyleyebilirim ki, tamamen yeniden büyümeye eski gücümüze ulaşmaya odaklıyız ve ekip olarak eski başarılı günleri geri getirmeye çalışıyoruz.
Siz daha önce böyle bir Pazar gördünüz mü? Pazarın bu şekilde inişli çıkışlı olması markayı nasıl etkiliyor?
Ben ilk defa Türkiye’de bulunuyorum. Bu kadar dalgalı bir Pazar görmedim açıkçası. Daha önce Beyrut’ta çalıştım. Biraz daha yakındı ama yine de bu kadar dalgalı bir Pazar değildi. Ama bu illa ki dezavantaj demek değildir. Çok güzel bir hareketlilik bu aslında çünkü hepsinden bütün bu hareketlilikten sadece biz etkilenmiyoruz. Bütün endüstri etkileniyor. Burada çeviklik önemli. Yani doğru zamanda doğru kararları alabilme yetisi önemli. Burada da aslında fırsat yakalamış oluyorsunuz. Fırsat yakalamak önemli. Fırsat da var orta ve uzun vadede. Bunların hepsini fırsata çevirmeye çalışıyoruz.  Avantajlarına gelirsek… Burası çok büyük bir Pazar gerçekten. Bu da beraberinde insan geliştirme fırsatları getiriyor. Yani buradaki yetenek geliştirme imkanımız başka hiçbir yerde yok. Bu çok önemli. Bu pazarda yetenek geliştiriyoruz. Organizasyonun çevik olması lazım. Ona göre eğitmek zorundayız.
Senaryo geliştirmek lazım diyorum ya, hiçbir senaryo gerçek olmuyor da ama en azından bir aralık belirlemiş oluyorsunuz ona göre direkt refleks gösterebiliyorsunuz.
 Bir taahhüdüm var’ dediniz. Nedir o? Nerede duracaksınız?
Kurtarıcı, komando gibi değilim. Ben öyle görmüyorum. İlk hafta uyandım. Kendime geldim. Dedim ki ne yapıyorum acaba burada? Nerede duracağımı sordunuz. Durmayacağım. Yinelemek istiyorum. Çeviklik… Benim tek kelimem bu aslında. Bizler hata yapmayı tolere edebilen ve aslında bunu teşvik eden organizasyonuz. Hata yapılacak ki, bu hatalardan bir şeyler öğrenelim. O yüzden de benim taahhüt dediğim şey bu. Hata yapmayı ve bunlardan bir şeyler öğrenmeyi hiçbir zaman bırakmayacağım. Yani bu da durmayacağım. Yani benim için hiçbir zaman bitmeyecek bu çalışma. Türkiye, Nissan açısından çok önemli. Önemli olduğunu da bugün aslında şöyle gördük, Avrupa’nın bir numaralı ismi burada bizimleydi. Aynı zamanda Nicola var. Avrupa’da satış pazarlamanın en üst noktalarında olan insanlar bugün buraya geldiler. Çünkü burası bugün bizim için dönüm noktası. Dönüm noktasının ilki bugündü. Size rakam veremiyorum ısrar ediyorsunuz anlıyorum ama herhangi bir rakam vermem imkansız. Sadece şunu söyleyebilirim. Kesinlikle büyüme trendinde olacağız. Bu net bir şekilde söyleyebileceğim bir şey. Aynı zamanda Türkiye, Avrupa’nın bir parçası olarak görülüyor. Bunu da bir dönüm noktası olarak bugünden itibaren kabul ediyoruz. Aynı şekilde ilerlemeye devam edeceğiz. Daha çok ürün getireceğiz bu pazara. Xtrail ve e-power’la başladık. Bu bir dönüm noktası. Bundan sonrası da başarıyı yukarı taşıyarak devam edeceğiz.